Hepimizin malumu, uzun yıllardır Filistin’de Müslüman kardeşlerimiz bir direniş gösteriyor. O direnişin merkezine, ruhuna, köklerine ve damarlarına tefekkür cihetiyle bir girelim.
Gazze’yi baz alalım; Filistin’de sadece Gazze’nin ablukada olmasının sebebi direnişin orada olması. Gazze diğer şehirler gibi değil, gençleri de diğer gençler gibi değil! İşgal edilen şehirlerde yaşayan gençler asimile edilmeye çalışılıyor, kültürleri ve dinleri bozulma ile karşı karşıya. Fakat Gazze’nin abluka altında olması onları mukavemet konusunda da muhafaza etmiş. Gazze kendini ümmet için feda ediyor.
Gazze bu direnişi nasıl koruyor? Neden boyun eğmiyor? Anneleri nasıl yetiştirmiş? “Gazze neden kazanıyor, biz neden kaybediyoruz?” Sorulması gerekenler bunlar. Bu ruh nasıl kazanılır gelin bir düşünelim:
1. Gerekmeyenler
Bu mukavemet ruhu için gerekenler bizi aşar ama neler gerekmiyor onları çıkarabiliriz. Demek ki tonla para harcanan oyuncakların/tabletlerin olması gerekmiyor, anne babaların dünyalık miras bırakması gerekmiyor, yuvalarında annelerinin kucağında direniş ruhu ile mayalanan çocukların özel kolejlerde okuması gerekmiyor. Dünyaya meydan okumaları için dünyayı görmeleri gerekmiyor.
2. Mevcut Olmayanlar
Peki onlarda neler yok? Okullarının içinde, gençlerin arasında dolaşan virüs gibi kafaları saran “deist”ler yok. Yaşamlarını, yakınlarını kaybetmelerine rağmen “Allah neden bize zulmediyor da, dünyadaki bütün insanlar rahat içinde yaşıyor?” diyerek isyan ve inkar yoluna gidenler yok. “Neden ölüyoruz, ölmek zorunda mıyız? Çocuklarımızı mahvettiniz, pisi pisine gitti çocuklar, hepsi sizin yüzünüzden” düşüncesi ile direnişi suçlayanlar yok. Şehitliğin ne olduğunun idrakındalar. Burada “Türkiye’de şehitlerimiz varken benim şehidimi nasıl onlarınki ile karşılaştırırsınız?” diyenleri görüyoruz, Gazze’de bu cümleleri kuracak şuursuzluk yok. Ümmet coğrafyasını yüreklerine sığdıran kardeşlerimizin haritaya göre çizilen sınırları yok.
3. Var Olanlar
Sosyal medya aracılığı ile oradaki kardeşlerimiz canlı yayınlarında öğrendiklerimize bakalım: “Özellikle namaz vakitleri bombalarlar” diyorlar, tam namaz kılarken şehit oluyorlar, dikkat edin; namaz kılarken şehit olmak… Gazze’den canlı yayına katılan bir genç “Sabah namazına gideceğim” diyerek yayından çıktı. O esnada bombaların sesi bize de geliyordu. O bombardıman esnasında camiye namaza gidiyor. Gazze neden kazanıyor, biz neden kaybediyoruz?
“Zaten ablukadayız yavaş yavaş ölüyoruz, bir kere öleceğiz şehit olalım.” deyip geri adım atmamak nasıl bir şuur… İnsanın hayran olmaması imkansız. Şehirleri harap olsa da iç dünyaları tertemiz. (Allah ihlaslarını artırsın.) Onlar zorluk ile biz rahatlık ile imtihan ediliyoruz. Onlar zorluk karşısında sabır gösteriyor, biz rahatlığın şükrünü ve çalışma gerekliliklerini yerine getiriyor muyuz?
4. Ümmet Birleşmek Üzere
İsrail içinde yaşayan Filistinliler/Müslümanlar her zaman bu kadar tepki gösteremiyorlar çünkü yorulmuşlar. Uzun zaman sonra tekrar büyük bir cesaret buldular ve onlar da direnişi canları ve özgürlükleri pahasına destekliyor. Şu an onlar bir olup tepki gösterdikleri için dünya da bu birliğe kayıtsız kalamıyor ve destek veriyor. Ümmet doğruyu doğru şekilde söyleyince dünya da ayağa kalktı. Bu ümmetin gençleri olarak düzelme vaktimiz gelmedi mi? Bunun farkında olarak düzelmeliyiz. Biz de direnişe bir yerden başlamalıyız. Rehavete kapılmamak için direnmeliyiz, içimizdeki düşmana karşı direnmeliyiz. Düşmanı düşman olarak bilmenin vakti gelmedi mi artık? Gazze bize bir mektep olsun, direnişimiz dirilişe vesile olsun. Gençlik heyecanının ve şehvetinin peşinde değil de; Mescid-i Aksa’nın, Kudüs’ün ve Ümmet-i Muhammed’in (sav) izzeti peşinde koşturan gençler her koşulda kazançtadır. Anadolu’daki Müslümanlar ve tüm Ümmet-i Muhammed evvela yanı başındaki mescidi doldurma, mahzun olan her ulu ve mahalle camisini ihyâ etme şuurunu kazanmalı. Yanı başındaki ezana şahit olamayan oraya cihada gitse nasıl şahitlik mertebesi umabilir?
En’âm Suresi 162. “De ki: Şüphesiz benim namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm hepsi âlemlerin Rabbi Allah içindir.” ayeti etrafında gelin hepimiz kendi penceremizden tekrar düşünelim:
Gazze neden kazanıyor, biz neden kaybediyoruz?
BİR CEVAP YAZ
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Doldurulması zorunlu alanlar işaretlendi *
BİR CEVAP YAZ