Buyrun kahveler benden dinlemek sizden olsun bu sefer, Kırk Yıl sonra değil bin dörtüz yıllık mazimizi hatırlayalım kırk yıl sonra yapacaklarımızı konuşalım bence,Düşenelim enine boyuna ve derinleşmesine ne dersiniz? Gündelik monotonlaşmış zihnimize hedefsiz gayesiz hayatımıza bir günde olsa gem vuralım mı ,?
Haydi, sen yudumlarken kahveni bende birkaç mırıldayım Mirim
Öncelikle derin derin düşünürken, güdükleşmiş bir zaman ahveli canımı sıkıyor …
Derdimizin, bol olduğu ama dertlenmediğimiz bir Dünya…..
Cahit Zarifoğlu’nun tabiri ile yarım asırdır sırtımızda çirkin kambur taşıyoruz.
Kamburlarımızı ,çıkartmaya çalıştıkça müslümanların birbirine kambur oluşuna şahit oluyoruz .
Meselere okadar dar pencerelerden bakıyoruz ki ,büyük görüntüyü ıskalıyoruz.
Yükümüz ağır sorumluluk duygumuz zayıf,
Efendiler kendimize gelelim diye haykırmak istiyorum.
Cennete giden yol Allah ve Resülü’nün çağırdığı yol, cehenneme giden yolar ise şeytan ve avanelerinin çeşitli reklam vasıtalarıyla allayıp pulladığı sahte yollardır…
Dertlenmemiz gereken zülümlere sırtımıza dönersek yarın mahşer günü derdimiz ile dertlenmeyen amellerimiz olucak …
Filistin’deki Yahudilerin Zülmünü…..
Doğu Türkistan’daki Çin Zülmünü …..
Hindistan’daki Hinduizm Zülmünü ….
Arakan’daki Budist Zülmünü ….
Suriye’deki Esad Zülmünü…..
Biz Müslümanların bu zülümlerden dolayı çok üzülmemiz, çok hüzünlenmemiz gerekmez mi?
Popüler kültürün pençesinde eriyip gidiyoruz Çünkü derdin olmadığı yerde Siyonizm’e karşı direniş de olmaz.
Tek Bir Milletiz,Tek bir gövdeyiz ciğerimizi deştikleri halde neden acısını duymuyoruz. ?
Sosyal medyada bile zülüm yapanları paylaşmasına duyurulmasına bile aciziz aman çocuklarımız görmesin,içimiz acıyor keyfimiz kaçıyor diye bu zülüm yapanların bilmeyerek desteklediğimizde oluyor.
Siyonizm, dertsiz müslümanları çok beğenir. Çünkü kendi gündemi olmayan, Müslümanların derdiyle dertlenmeyen Müslümanlar ümmetin sorunlarına da çare üretmesi beklenemez.Dertsiz olunca dert bir gün yakamızı yakalar…
Cebimizdeki para derdimiz olunca …..
Altımızdaki araba derdimiz olunca ……
Makamları konumları dert edince…..
Kısaca Gafletimiz kuyusunda olunca derdimizde fani kırıntılar oluyor.
Bunlar olmasın mı Dünya’mızda diyorsun Şimdi Yaşamayalım mı hayatımızı ?
Yaşayalım ama ana gayelerimizi unutup bu fani meseleri putlaştırsak hayatımız gafletin içinde son bulacaksa evet yaşamayalım.Yada ben Müslümanım demeyelim
Bu hususta dertsiz, bencil,kibirli,cimri , hodkâm, egoist,makamperes, olmayalım Bunlara sahip olanlar hiçbir zaman iyi Müslüman olamaz. Faydalı, dertli,cömert, kerim, sahih Müslümanlar olalım.
Bizi paraya bağımlı, tüketim toplumu bireyleri olarak yetiştirmek istiyorlar. Sakın paracı, paragöz Müslüman olmayınız. Paramızı helal yoldan kazanalım güzel ticaretler yapalım yalnız Peygamber, İslam büyükleri para konusunda ne yapmışlarsa o yolda bulununuz. Para iyi bir hizmetkâr, çok kötü bir efendidir. Elinize para geçerse onun yeterli kısmıyla malî ibadet, Allah ile ticaret yapalım…
Geri zekâlılık çukurlarına ve tuzaklarına düşmeyelim . Holiganlık, militanlık yapmayalım . Akıllı, mantıklı, dengeli insanlar olmaya gayret edelim …
Derdiniz var ise korkmayın... “Allah, dertsiz komasın...!” Kişinin derdi olması büyük bir nimettir; şükrü de bu dertle dertlenmektir. Tavsiye haddim değil; kendime yaptığım tavsiyeleri sizinle paylaştım izninizle... Bu tür güzel muhabbetlerin sonunda söylediğim şeylerin aynısı; hatırlatma babından.
Sözün son özü Müslüman olarak Müslümanların derdi ile dertlenmemiz dertlenip icratlarımıza devam edip aynı zamanda ilimde bir Japon dan Almandan nasıl geri kalırım diye düşünmeli bunu kendine dert edinmeli.Çalışmalı çabalamalı Her konu hakkında az da olsa bilgi sahibi olmalı neden bilmiyorum diye bir derdi olmalı ben nasıl az okurum diye derdi olmalı dertsiz baş gereksiz baştır böyle dertlerle ağrıması lazım insanın başı böyle dertlerle yorulmalı insan.
BİR CEVAP YAZ