30 Mayıs 2021, 14:43 tarihinde eklendi
Şairler Sultanı: NECİP FAZIL KISAKÜREK
Cumhuriyet dönemi Çağdaş Türk Edebiyatı’nın en dikkate değer şahsiyeti, şüphesiz Necip Fazıl Kısakürek’tir. Şair, edip, mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek, uçsuz bucaksız duygu ve düşünce denizinde sonsuzluğa ulaşma özlemiyle liman liman dolaşan, her limanda yükünü bırakan, ölümsüz eserler veren bir dâhi, bir zekâ fırtınasıdır. Onun yetmiş sekiz yıllık ömrünün, en az elli yılı, bu fırtınaların yarattığı olaylarla doludur.
K.Maraş’tan İstanbul’a gelerek yerleşen köklü bir ailenin çocuğu Necip Fazıl, 1905 yılında doğdu. Amerikan ve Fransız kolejlerinde, Bahriye Okulu’nda, İstanbul Edebiyat Fakültesi (Dârülfünȗn) Felsefe bölümünde okudu.
1925 yılında öğrenim için gönderildiği Paris’te ancak bir yıl kalabildi. Dönüşünde bankalarda çalıştı. İstanbul ve Ankara’daki yüksekokullarda öğretmenlik yaptı. Bütün bu görevleri, onun geçimini sağlayan bir vasıta olmaktan ileri gitmedi. Şair Necip Fazıl olarak o, 1925 yılından sonra adını duyurmaya başladı. Şiirleri önce, Yeni Mecmua ve Millî Mecmua’da, Hayat Dergisi’nde yayınlandı. 1925 yılında yayınladığı “Örümcek Ağı”, onun ilk şiir kitabıdır. 1928’de yılında ikinci şiir kitabı olan “Kaldırımlar” yayınlandığı zaman dikkatleri hemen üzerine çekti. 1932’de yayınlanan “Ben ve Ötesi” ile şair, şöhretinin doruğundaydı. “Sanatların sultanı” dediği şiirde, giderek yolunu arıyor, şiire imân duygusunu ve sonsuzlukta gerçeğe ulaşma mistisizmini katarak, şairi (Allah’ın mahrem ülkesi olan bilinmez âlemin derbeder seyyahı) olarak görüyordu. Duygularını inanç ve imân potasında pişire pişire olgunlaştı. Beğendiği şiirlerini, 1962 yılında “Çile’ de topladı. Çok geçmeden ona “Şairlerin Sultanı” demek olan Sultanüşşuarâ unvanı verildi. İmân ve aksiyon adamı olarak memlekette geniş yankılar uyandırdı. Türk basınının merkezi olan Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır.
Türk Edebiyat tarihinin en önemli isimlerinden olan Necip Fazıl Kısakürek’in düşünceleri, yaşam tarzı ve eserleriyle Türk edebiyatına yön vermiştir. Necip Fazıl Kısakürek yaşamı boyunca oldukça fazla önemli eserlere imza attı. Fikirleri ve eserleri ile günümüze hala ışık tutmaktadır.
Güçlü bir yazım tekniğinin görüldüğü tiyatro oyunlarında ise daha çok korku ve kaygı psikolojisini işledi. Hatıra, makale, inceleme türü eserlerinde daha çok dinsel ve siyasal konuları ele aldı.
Necip Fazıl Kısakürek'in Başlıca Eserleri ise;
Şiir:
Örümcek Ağı (1925)
Kaldırımlar (1928)
Ben ve Ötesi (1932)
Sonsuzluk Kervanı (1955)
Çile (1962)
Şiirlerim (1969)
Öykü ve Roman:
Ruh Burkuntularından Hikâyeler (1965)
Aynadaki Yalan (1980)
Kafa Kâğıdı (1984)
Tiyatro:
Tohum (1935)
Bir Adam Yaratmak (1938)
Künye (1940)
Para (1942)
Namı Diğer Parmaksız Salih (1949)
Reis Bey (1964)
Abdülhamit Han (1969)
Monografi - Makale - Fıkra - Hatıra:
Birkaç Hikâye, Birkaç Tahlil (1933)
Namık Kemal (1940)
Çerçeve (1940)
Son Devrin Din Mazlumları (1969)
Hitabe (1975)
İhtilal (1975)
Yılanlı Kuyudan (1970)
Hac (1973)
Babıali (1975)
İman ve İslam Atlası (1981
Ödülleri:
1947 CHP Piyes Yarışması birinciliği “Sabırtaşı” ile 1980 Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü
1981 Türkiye Milli Kültür Vakfı Kültür Armağanı İman ve İslam Atlası ile
Sultan-üşşuara unvanlı Necip Fazıl Kısakürek bütün şairlerin (son yıllardaki hariç) “Çile” isimli şiir kitabına ismini verdiği “Çile” şiirlerinden bazı bölümler şöyledir:
Gaiplerden bir ses geldi: Bu adam;
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne, künde…
Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Oh çekti yukardan, üstüme avcı.
Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuma (yok) un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı.
Bir bardak su gibi çalkandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!
Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye.
Bu nasıl bir dünya, hikâyesi zor;
Mekânı bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kâinat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.
Bir fikir ki, sıcak yarada kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selâm, selâm sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.
Akrep, nokta nokta ruhuma sokmuş,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşten cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.
Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.
Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
İçiçe mimârî, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez meşhur!
Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırıltılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.
……………………………………………...
Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök
Biricik meselem, sonsuza varmak…
Büyük düşünür Necip Fazıl’ı yalnızca şair olarak bilmek ve tanımak yetmez. O şiirden başka tiyatro, tarih, tenkit, biyografya, hikâye, makale, mizah türlerinde otuzdan fazla eser verdi. Günlük gazetelerde fıkralar yazdı. Konferansları olay yaratıyordu.
1944 yılından sonra çıkarmaya başladığı “Büyük Doğu” dergisi, onun doğrudan kendisinin kurduğu düşünce sisteminin adı olmuştur. Yazdığı “İdeolocya Örgüsü” adlı eseri ile Necip Fazıl Kısakürek bu düşünce sistemini ana hatlarıyla açıklamış; bu düşünce sistemi ile kendine özgü bir tarih muhasebesi, devlet anlayışı, estetik bakış ve fikri duruş sergileme amacı gütmüştür.
Siyasî polemikleri yüzünden dergisi, zaman zaman kapatıldığı gibi, kendisi de cezaevlerine düşmüştür. İnandığı davada, gözünü kırpmadan Bâbıâlî’de, yerine göre nükteli, zekâsının parladığı güçlü mecazlarda dolu, ince ve kıvrak, yakıcı ve onbinlerce okuyucu kazandırıyor, fikirleri memleketin her köşesinde geniş yankılar uyandırıyordu.
Edebi Kişiliği - Sanat Anlayışı ise;
-
Modern Türk şiirinin mistik şairidir.
-
Düz yazı türünde yapıtları da olmasına rağmen asıl güçlü yanı şiirlerindedir.
-
Halk şiirimizin öz ve biçim yapısından yararlanmış, bunlara Batılı, modern bir özellik kazandırmış, sonraları dinsel duyuşlarda karar kılmıştır.
-
Sağlam bir teknikle, esrarlı iç âlemini, felsefi görüşlerini, etkileyici bir anlatımla dile getirmiştir.
-
Şiirin yanı sıra makale, tarih, eleştiri, biyografi, öykü türlerinde de yapıtlar yazmıştır.
-
Divan, halk, Tanzimat ve Batı edebiyatını en ince ayrıntılarına kadar bilen bir sanatçıdır.
-
Serbest şiire karşı çıkmıştır. Kafiyeye sığınmayı sahtekârlık sayar. Ona göre, duygu ve düşünce harmanlanıp şiir kalıbında, sanat kaygısıyla dillendirilmelidir.
-
Şiirin içyapısıyla dış yapısı arasında bir uyum bulunması gerektiği düşüncesinden hareket eden Necip Fazıl Kısakürek, 1930'lu yılların başlarına değin süren yoğun şairlik yaşamında, lirizmin ağır bastığı şiirler yayımlamıştır.
-
Duygularını değişik biçimde yansıtışı, değişik benzetmeler kullanarak şiirlerini renklendirişiyle bu yılların şairleri arasında ayrı bir yeri olmuştur.
-
Her şiirinde, sanatından, ruhundan, hissiyatından ve düşüncelerinden ipuçları vardır.
-
1934'de kadar ruh çalkantılarını, korkularını, iç hesaplaşmalarını, çocukluk yıllarına has hatıralarını, dış dünyadaki varlığı ve kendisiyle didişmelerini, arayışlarını anlatmıştır.
-
Şiirlerinde anlaşılmayan ayak sesleri, periler, cinler, hayaletler, kâbuslar, siyah kediler, geceleri insanın etrafında fıldır fıldır dönen kambur cüceler gibi ürpertici motiflerle, birtakım gerçeküstü varlıklara yer vermiştir.
-
Bütün şiirlerini içeren Çile'de, şiirlerini şu adlar altında toplanmıştır: Ölüm, Korku, Ukde, Tecrit. Bunlar aynı zamanda yeni, orijinal, sanatkârane ve insana tat veren ifadelerdir.
-
1934 sonrası şiirlerinde toplumu da sanatına yansıtmıştır. Şiirlerinde toplumun kandırıldığını, gençliğin kokuşturulduğunu iddia etmiştir.
-
Ona göre, toplum uyarılmalıdır. Türk milleti aslına dönmelidir. "Şiir toplumun his ve fikir hayatını yansıtmalıdır." derken saf şiirden de vazgeçmemiştir.
-
Tiyatro eserlerinde üstün bir ahlak felsefesini savunmuştur. Cinnet Mustatili adlı eserinde hapishane anılarına yer vermiştir.
BİR CEVAP YAZ